19 Temmuz 2017 Çarşamba

yetmiş yediden öte

kendime ait bir kelimem olsun istiyorum, çok mu
kimsenin daha önce kullanmadığını bırak
kimsenin aklından dahi geçmemiş olmalı
akıl işte, geçiş izni vermemiş olmalı
anlıyor musun
akıldan ses hızıyla geçerken mesela fikrin
senkronizasyon probleminden kafayı yemeli insan
nohutlar toplandıktan sonra tarlaları yakarlar hani, bilir misin
bilsen de duyamazsın zaten
yangının sesini ancak yaktıkları duyar
hadi biliyorsun diyelim
yani ne olacak, bildiğini var sayıyor olmak, yine de sana duyurmayacak
yangını diyorum yangını
hiçbir zaman duyamayacak olman, aslında fena olan
kokusu gelir burnuna yakılmış nohut tarlasının
bilmiyorsan zaten nohut tarlalarının, nohutlar toplandıktan sonra yakıldığını
nohut tarlalarını yakanın 
ateş değil de hasat olduğunu, hiç bilmezsin
anlıyor musun sahiden, boşa anlatmış olmayayım
boş yere anlatılacak bir şey değil çünkü nohut ve tarlası
işte akıldan üç yüz küsür kilometre bölü saat ile geçerken fikrin
foucault sarkacı dile gelir, ışığın hızına küfreder
ve kokun gelir burnuma, kokun yayılır göğün ilk iki katına
ve sen bilmezsin ama, ben hiç nohut yemedim
ve nohut yemeyi bırak, nohut dahi görmedim
ve ben hep, yanık nohut tarlaları gördüm
ve ben hiç, yanan bir nohut tarlası görmedim
ve ben hep, yandıktan sonra simsiyah halde nohut tarları gördüm
ve ben hiç, kokusunu almadığım bir nohut tarlası da görmedim
ve ben hissederken hep, aynı bağlacı kullanırım, mer
ve nohut tarlaları kokar işte, anlıyor musun
bak anlamıyorsan söyle artık, daha fazla günahına girmeyelim ateşin
daha fazla ilişmesin karanlık, nohut tarlalarına 
daha fazla kirlenmesin gökyüzü
nohut tarlaları yanarken çıkan, isli pisli dumandan
kendime ait bir kelimem olsun istiyordum ya hani, halen istiyorum bu arada
sarhoş bir kelime kabul ederse bana ait olduğunu
ya da ele ayağa düşerse aidiyet duygusu
kelimenin biri çıkıp da derse ki, lütfen daha fazla nohut ve tarlasından bahsetme
yorma kendini, bak ben buradayım, senin olmaya hazırım, temizim, safım
işte bir şekilde, kendime ait bir kelime var olursa bir gün
kendime ait o kelime;
senin anlamayacak olman olacak, anlıyor musun.















1 yorum:

  1. Peki sen hiç ceviz tarlasına girdin mi?

    Ceviz huzurdur.
    Ceviz ağacının dalları mutluluktur.
    Sert güçlü ve kocaman dalları arasında kaybolmanın verdiği tarifsiz bir mutluluktur ceviz ağacı.

    ama asla oraya ait olamamanın, sonsuza dek orada kalamayacağının ve onun ruhunu sarmalayan yaprakları arasına edebiyyen sığınamayacağını bilmenin ruhuna kattığı o artistik hüznü çaresizce yaşamaktır ceviz ağacı.

    Bilemezsin. Yaşamadan bilemezsin vecihi.

    YanıtlaSil