8 Şubat 2017 Çarşamba

sculpture




uçları varsa eğer hislerin. ya da sınırlar çizebilirsek duygulara. tanımlayabilirsek birine karşı ne hissettiğimizi. işte o zaman. aşktan bahsetmek gerek biraz. biraz dediysem azlığından değil. bahsedilebilirliğinden. ya da bahsini açacak tahammüle ulaşılabilirliğinden. diyelim ki biri var. ki gerçekten de birileri vardır her zaman. az da olsa çok da olsa muhakkak birileri vardır. biraz bir şeyler hissetmek için. sürekli birileri girer aklına. yavaşça. çaktırmadan. göz ardı edilerek gelir kurulur gecelerine. sonra bir şiir okursun mesela aklına gelir. bir gün doğumu izliyorsun diyelim. o kızıllığın güzelliği cezbetmez seni. onun kadar güzel değil der. onu düşünmeye başlarsın yine. ya da bir dağ başındasın. en temiz, en ferah havayı soluyorsun. çam kokuları sarmış etrafı. keşke dersin. yanımda olsa. paylaşabilsek havaların en temizini. berrak bir pınar bulsak da ellerimle su içirsem. işte bu sürekli olarak akla düşme aşaması. senin fark etmen gereken zaman dilimi. aşkı belki. ya da işte nasıl tanımlamak istersen. vuruldum diyen de var. gönlüme taht kurdu diyen de. aklımdan çıkmıyor diyen de var. seni düşünmekle başlayan cümlelerle edebi eserler ortaya koyan da.

sonrasında. aşkı tanımladın diyelim. bunun gerçekliğini ayırt etmek öyle pek mümküm gözükmüyor bana. nihayetinde kafanda kurduğun bir düzenekte. bir ilizyondan ibaret her şey. eğer aşıksan ve bu gerçekse. bu ilizyona muhtaçsın yoksa elinde bir avuç hayal kırıklığı kalır. bu muymuş aşk dersin. biraz süslemek gerek. kendin için. endorfin için belki. neyse işte bir ilizyonun gerçekliğini tartışmak gereksiz. faydasız. ama hadi pragmatik de değilsin diyelim. romantiksin. duygu senin için her şey. belirli bir kâr etme amacı gütmüyorsun. bir duyguya sahip olurken. ya da duygunun sahip olunacak bir şey olmadığını düşünüyorsun. ki o da olumlu.

tarih tekerrürden ibarettir ve her şeyin başı, sonu. yükselişi, zirvesi ve o zirveden inişi vardır. işte senin gerçekliğe en çok yaklaştığın yer o zirve. oraya ulaştığında bir de bakmışsın ki arkası boş. sonsuzluk. kafandaki fantezi aslında o zirvede bulunmuyor. sen de çıktığından daha hızlı inmeye başlarsın o zirveden. otokontrolünü kaybettiğin zamanlar düşersin uçurumlardan aşağı. işte bu düşmeler canını yakar adamın. acır. sahip olduğun acı eşiğine göre hissettiğin bir acı. kimisi dayanamaz. ağlar. kimisi bir miktar sessizlik ekler göz yaşlarına. kimisi bir miktar rakı ile pansuman yapar yaralarına. sonunda zemine ulaşırsın belki ama uzun süren bir yolculuk bu. uzun dediysem süresinden değil. zamandan ayrı değerlendirmek gerektiğinden. ya da o çıktığın yolda farklı bir zaman dilimine dahil olursun. işte zemine ulaştığında başta kendin olmak üzere hemen her şeyin değişmiş olduğunu görürsün. tabii görebilirsen. o zirve artık çok uzak gözükür gözüne. bir daha çıkmak için uğraşmazsın. hep bir dağın eteklerinde dolaşırsın. belki azmeder bir daha bakmak istersin. zirveye. o da sana kalmış.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder