30 Nisan 2016 Cumartesi

There is no spesific time to look out window.

camdan bakmak diye bir şey var.

yaşlılar geçmişe bakar. ufak bir tebessüm de geçse akıllardan. çoğunlukla pişmanlıklara bakar. gençler umuda. ileride bir yerlerde biraz umut var mı ona bakarlar. camdan dışarıya bakarak biraz umut görebilmeyi ümit ederler. yalnızlar kalabalığa bakar. neden orada olmadığını düşünür. kimisi sevdiğine bakar. ufukta nasıl görünür. güneşi göremez ışığından. dışarıyı görmez. sevgiden. falan. filan. gözünün önündedir hatta. camdan dışarı bakar ama camı göremez. anneler dışarıda oynayan çocuğuna bakar. sakınır. başına bir şey gelmesini bakışlarıyla engeller. aradaki cam ona engel olmaz. birisi vardır. karanlığa bakar. baktıkça bakar ama. gördüğü tek şey kendi yansımasıdır. bir iki göz yaşı bir de. o da bir ihtimal


. ışığı kapatır. bakmaya öyle devam eder. ama camdan bakmak cazibelidir. karanlıkta camın arkasına saklanarak bakmak. çeker insanı. öyle kolay vazgeçilmez.

yolcu. yoluna bakar. tabelaları takip eder. içinden geçtiği şehirleri sayar. son durağa gelir. karşılamaya gelen var mı. ona bakar. kimsesi yoksa. karşılamaya gelenlere daha bir dikkatle bakar. kim kimin kimsesi. bir bakar. iç çeker. çocuklar. işte onlar. en güzel onlar bakar camdan dışarıya. bazısı vardır. karşıdaki parka bakar. iç çeker. bazısı çimenlere. oyunlar oynar. güler çocuklar. camdan bakan çocuklara bakar. bir de top varsa eğer. iki elinin arasına alır başını. derinden bir iç çeker. en çok camdan bakarak iç çekilir. ve bir çocuk camdan bakarak bekler. beklediğinin yoluna bakar. yoldan gelmiştir beklenen. görünce çığlık atar. el sallar. yanına gidersin. ben camdan sana bakıyordum der. sarılırsın. seni camın kenarına götürür. iç çekerek baktığı ne varsa gösterir. söylemez ama. sadece gösterir. anlarsın. elinden tutar parka götürürsün. oynar filan. bazısı da vardır. öylesine bakar. iş olsun diye. vakit geçsin diye. öyle herkes gibi bir amaç uğruna bakmaz yani. en güzel camdan bakarak vakit geçirilir.bunu da herkes bilmez. o ayrı. 

genelde olmayan ne varsa sende. ona bakarsın. camdan bakarak. bir camın açılabilir oluşu filan. bunlar hep hikaye. anlatılır. hastahanede isen mesela. sağlıklı insanlara bakarsın. hasta olmasan bile hastahanenin camından sağlıklı insanlara bakarsın. bu böyle. sonra hapishane mesela. bütün özgürlüklere bir camdan bakarsın. özgür olan ne varsa. ona bakarsın. bulut mesela. senin için en özgür şey bir buluttur. hapishane camından bakan biri için özgürlüğün tanımı buluttan ibarettir. bulut işte. orada olmak filan değil de bulut olamamak. ne acı. camdan bakarak hissedilen budur. acı. bazen. belli bir zaman vardır. camdan bakmak için. tam vaktinde bakılır camdan dışarıya. her gün aynı saatte geçiyorsa sokaktan. ve her gün az da olsa selamlıyorsa seni. biraz bir şeyler hissetmek için bakılır camdan. belirli bir saatte ama. öyle aniden değil. olur öyle. cam bu. bakılır. ayıp değil.

düşünmek için de bakan olur. düşünmemek için de. hatırlamak için de bakan olur. unutmak için de. görmek için de bakan olur. göremeyeceğini bile bile ısrar eden de. bir de adamın biri var. işte camdan bakmak diye bir şey de var. şimdi camdan dışarıya bakıyor adam. güneş var. bulut yok. geçmişe bakıyor. tebessüm yok. pişmanlık desen. o da yok. görünen bir kalabalık ya da kendi yansıması yok. sağlık namına yoldan geçen bir insan bile yok. iç çekecek kadar istediği bir şey yok. geçirebilecek kadar vakti de yok. ve camdan bakmak için belirlenmiş bir zamanı yok. işte bu. her şeyden vazgeçmiş bakışı. yok. yok. yokluktan başka bir şey yok. bütün her şeyden kaçmak için bir karanlık yok. 

ve gündüzleri sevmemek için camdan bakmaya gerek yok.